15 Eylül 2019 Pazar

Çölde Bir Feryat: Yaban

Çölde Bir Feryat: Yaban

Çölde Bir Feryat: Yaban
Yakup Kadri'nin 1922'de yayımlanan Yaban romanı, yazarın en beğenilmiş ve en çok okunmuş yapıtıdır. Bunda, konusunun 1930lu yılların toplumsal düşüncelerine denk düşmesi kadar, yazarın öteki yapıtlarına göre daha basit, okunması daha kolay olması da etkin ol­muştur denebilir.
Yazar, Sakarya Savaşı'ndan hemen sonra, Tedkik-i Mezâlim Heyeti'ne (Yapılan Zulümlerin İncelenmesi Kurulu) görevli olarak katıl­mış, düşmanın çekilirken yakıp yıktığı yerlerde gözlemlerde bulun­muş, bunları sıcağı sıcağına öykülerinde kullanmıştır. Ahmet Celâl'in anı defteri biçiminde yazılan Yaban'ın temel malzemesi de yine bu gezi sırasında edindiği gözlemler ve izlenimlerdir.
Büyük savaşta bir kolunu yitiren Ahmet Celâl, işgalin başladı sırada, emireri Mehmet Ali'nin önerisiyle İstanbul'dan uzaklaşır; emirerinin Porsuk Çayı kıyısındaki köyüne çekilir. Yenilginin utancını yok eden, yitirdiği kolunun onurudur ve o, köyde köylüler için yitirdiği kolunun onuruyla saygın biçimde karşılanacağını sanmaktadır ama köy, hiç de "bildiğini sandığı" köy değildir. Sakat, açlıktan bir deri bir kemik kalmış, aydınlıktan payını alamamış, hocaların ve şeyhlerin elinde oyuncak olmuş insanların yaşadığı bir yerdir köy. İstanbul'un işgali, imparatorluğun çöküşü, bu insanları zerre kadar ilgilendirmemektedir. Ahmet Celâl, korkunç bir düşlem kırıklığına uğrar. O, köylüleri direniş için örgütlemeyi düşünürken köylüler onu bir "yaban olarak görmekte, onun bu köye neden geldiğini anlayamamaktadırlar.
Çölde Bir Feryat: Yaban ile ilgili görsel sonucu
Romanda tema, köylüyü tanımayan "aydınla "aydının ilgisizliği sonucu karanlıkta yaşamaya mahkûm edilen" köylünün karşıtlı çelişkisi, giderek çatışmasıdır. Aydın kökünden kopmuştur, halk ihmâl edilmiş, çağdışına itilmiştir. Yazar yer yer araya girerek aydınlara seslenir; köylünün Kurtuluş Savaşı'na ilgisizliği konusunda "aydının ektiğini biçtiği"ni, bu nedenle "hayret etmemesi" gerektiğini haykırır.
Romanın sonunda, düşmanın köye yaklaşması üzerine bütün köy halkı kaçar. Ahmet Celâl, gönül yakınlığı kurduğu, Mehmet Ali'nin kardeşinin karısı Emine'yle birlikte kaçmak zorunda kalır. Emine ağır yaralanır. Ahmet Celâl anı defterini Emine'ye bırakarak uzaklaşır. Nereye gittiği belli değildir ama yazar, daha sonra Ankara romanında, "aydın"ın "nereye" gittiğini ve "ne" yaptığını anlatacaktır.
Yakup Kadri, ilk yayımlandığı sırada "köylü aleyhtarı" oldu köylüyü aşağıladığı gerekçesiyle suçlanan Yaban romanının iki basımına eklediği önsözde, kendisine yöneltilen bu suçlamanın haksız olduğunu çünkü romanının nesnel olmadığını, aslında köylü değil; köylüyle ilgilenmeyen, onu kendi hâlinde yazgısıyla ve derdiyle baş başa bırakan aydınları suçladığını söyleyerek "Yaban, çölde bir feryattır." der.
Yer yer söylev anlatımının egemen olması, yazarın araya girerek kendi düşüncelerini söylemesi, betimlemelerde doğalcı tutumu benimsemişken yazarın kendi ağzından yazdığı bölümlerde Coşumcu yazarlarda görülmeyecek bir duygusallığa yer vermesi, romanın yazınsal yapısını bozmaktadır. Bununla birlikte Yaban, yazarın öteki romanlarından daha içtenlikle yazılmıştır.


EmoticonEmoticon